Nevzat abi ile yüz yüze ilk yakın diyaloğum, İspir Pazaryolu Kültür Yardımlaşma ve Kalkınma Derneğinin 2008 yılında düzenlediği “İspir Pazaryolu Tarih Kültür ve Ekonomi Sempozyumu” hazırlıkları sırasında başladı. Birkaç telefon görüşmesinden sonra, kendisini 13 Haziran 2008 tarihinde ziyaret ettim ve açış bildirisini sunması için Sempozyuma davet ettim. Böyle bir Sempozyumun yapılıyor olmasından büyük heyecan duymuş ve hiç düşünmeden mutlaka katılacağını söylemişti. Sempozyumun başından sonuna tüm faaliyetlere bazı sağlık sorunlarına rağmen katıldı. Açış konuşmasını yaparak, kapanış değerlendirme toplantısına katılarak ve hatta kendi konuşma metnini edit ederek Sempozyuma önemli katkılar verdi. Konu İspir, İspir üzerine bilimsel çalışmalar, İspir üzerine düşünce üretilmesi ve İspir’in sorunlarının ele alınması olunca kendisini tutmak mümkün değildi. Sempozyum kitabının en iyi bir şekilde basılması için de özel çaba göstermiş idi. Baskısını çok beğendiği bu kitabı, her gittiğimde masasının üzerinde görürdüm.
“Geçmiş Zaman Peşinde Yahut Vaizin Söyledikleri” kitabı çıkınca, hemen okumuştum. Ötüken yayınevinden bir miktar sipariş vererek dernekte hemşerilerimizin bu kitabı temin etmelerini kolaylaştırmış ve Erzurum dışındaki işadamı hemşerilerimize hediye etmiştik. Sonrasında “Hatıralar Yahut Bir Vatan Kurtarma Hikâyesi” söyleşi kitabını bana bir ziyaretimde kendisi hediye etmişti. Çok yavaş kitap okuyan biri olmama rağmen kısa zamanda bitirmiştim. 2012 yılı Mart ayında Hacettepe’de okuyan kızımla ziyaretimde, Kitap Şuuru ve Said-i Nursi kitaplarını çocuklarıma hediye etmişti. Dikkat edilir ise, Nevzat abi ile ilişkilerimiz çoğunlukla kitap üzerine…
27 Mart 2013’de Erzurum’da Atatürk Üniversitesinde “Milli Kültür” üzerine bir konferans vereceğini, kendisini bir ziyaretim sırasında tesadüfen öğrenmiştim. Hemen, bu vesile ile Erzurum’da dernekte hemşerileriyle ve sevenleriyle buluşturabileceğimiz bir etkinlik yapalım fikri aklıma geldi ve bunu tereddütsüz bir tavırla kabul etti. O günün öncesinde Ankara’da olduğumdan Erzurum’a uçakla birlikte seyahat etmiştik. Bu seyahat belki de baş başa birlikte olduğumuz ve fikir teatisinde bulunduğumuz en uzun ve en verimli beraberliğimiz olmuştu. Fikirlerimiz çoğu zaman birebir örtüşüyor, zaman zaman çelişki içinde olduğum hususlarda bana güzel açılımlar sunuyordu.
Erzurum Pelit Meydanı’ndaki derneğimiz, o akşam en kalabalık ve önemli günlerinden birini yaşamış, dernek sevenleri ve hemşerilerimizle ile dolup taşmıştı. İspir ve Pazaryolu’nun meşhur dut ve ceviz karışımı olan ve dibekte dövülen “gobdin”ini yapmış kendine ve misafirlere ikram etmiştik. Ayrıca kısa da olsa bir saz-söz ve sohbet yapılmıştı. Tüm bu yaşadıklarından Nevzat abi çok memnun kalmış, bunu bizzat ifade etmiş ve bizi de ziyadesiyle mutlu etmişti.
En son, diyaloğumuz “2013 İspir Pazaryolu Nostalji Takvimi” nin hazırlanması ve basımında olmuştu. Eski İspir Pazaryolu resimlerinin bir kısmının temin edilmesini sağlamıştı. Takvim basıldığında “bu bir takvimden ziyade bir fotoğraf albümü ve bir kültür hizmetidir” diye ifade etmişti.
Nevzat abi, iyi bir insan, iyi bir vatansever, iyi bir hemşeri, iyi bir düşünür, iyi bir yazar, iyi bir dost ve iyi bir yol arkadaşı idi. Yüksek numaralı gözlüklerine rağmen büyük gayretle edindiği derin ilmi ve uzun yılların verdiği tecrübesi ile duygusallıktan öte aklın süzgecinden geçirerek oluşturduğu fikirleri, zaman zaman en yakınındakileri bile şaşırtan, ezber bozan ve ancak karmaşık ve tartışmalı konularda bize ufuklar açan isabetliliğe sahip idi.
Son zamanlarda maalesef hastalığının seyrindeki risk nedeniyle kendisini ziyaret şansım olmadı. 18 Ağustos 2013 Pazar günü oğlu Tayyip bey ile yaptığım bir telefon görüşmesinde tedavinin iyi gittiği haberini almış ve sevinmiştim. Ancak 10 Ekim’de üzücü haberini aldık. “Ölüm güzel şey; budur perde arkasından haber… Hiç güzel olmasaydı ölür müydü peygamber?..” şeklinde Necip Fazıl’ın tanımladığı ölüm gelmişti. Artık bizi her zaman destekleyen, tıkandığımız yerlerde soru soracağımız ve Ankara’da ziyaret edip çayını içeceğimiz ve fikir teatisinde bulunacağımız Nevzat abimiz yok. Kendisini çok özleyeceğiz. İnna lillahi ve inna ileyhi raciun – Allah’tan geldik ve O’na döneceğiz. Allah rahmet eylesin ve makamını cennet etsin. Kederli ailesine de başsağlığı ve sabır diliyorum.
Bu benim Nevzat abi ile olan hikâyemin bir kısmıdır. Eminin çok sayıda hemşerimizin Nevzat abi ile çok daha güzel hikâyeleri vardır…
Prof. Dr. Fahri Yavuz
İspir Pazaryolu Kültür Yardımlaşma ve Kalkındırma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı, Erzurum